دفع
الراية إلى
المولى
17- Komutanın Sancağı
Velisi Olan Kişiye Vermesi
أنبأ محمد بن
بشار قال
حدثنا محمد بن
جعفر قال
حدثنا عوف عن
ميمون أبي عبد
الله أن عبد
الله بن بريدة
حدثه عن بريدة
قال قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
لأعطين
اللواء رجلا
يحب الله
ورسوله ويحبه
الله ورسوله
فدعا عليا وهو
أرمد فتفل في
عينيه وأعطاه
اللواء ونهض
معه من الناس
من نهض فلقي
أهل خيبر فإذا
مرحب يرتجز
ويقول قد علمت
خيبر أني مرحب
شاكي السلاح
بطل مجرب أطعن
أحيانا أو
حينا أضرب إذا
الليوث أقبلت
تلهب فاختلف
هو وعلي ضربتين
فضربه على
هامته حتى عض
السيف منها
أبيض رأسه
وسمع أهل
العسكر صوت
ضربته ففتح
الله له ولهم
[-: 8546 :-] Bureyde der ki:
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Sancağı Allah'ı ve Resulünü
seven, Allah'ın ve Resulünün de kendisini sevdiği birine vereceğim"
buyurdu. Sonra gözlerinden rahatsız olan Hz. Ali'yi çağırıp gözlerine
tükürüğünden sürdü ve sancağı ona verdi. Ardından Hz. Ali, Müslümanlarla
birlikte hücüma geçti. Hayberlilerle karşılaştıklarında Hayber'in başında
bulunan Merhab bir beyit okuyarak dedi ki: "Merhab olduğumu bildi
Hayber'im Silahta çok zorlu denenmiş erim Kah mızrağımla, kah kılıçla Aslan
sürüsüne hücum ederim. "
Hz. Ali ile bu adam
karşılaştılar ve Hz. Ali bunun boynuna kılıcı ile iki darbe vurdu. Kılıç
Merhab'ın beynine kadar indi. Bu darbenin sesini bütün askerler duydu.
Sonrasında Yüce Allah fethi Ali ile diğer Müslümanlara müyesser kıldı,
Tuhfe: 2003
8347. hadiste geçti.
كيف
يدفع الإمام
الراية إلى
الولي وأي وقت
يدفع
18- Devlet Başkanı
Sancağı Velisine Nasıl ve Ne Zaman Verir?
أنبأ محمد بن
علي بن حرب
قال أنبأ معاذ
بن خالد قال
حدثنا الحسين
بن واقد عن
عبد الله بن
بريدة قال
سمعت أبي
بريدة يقول
حاصرنا خيبر
فأخذ اللواء
أبو بكر
فانصرف ولم
يفتح له وأخذه
من الغد عمر
ولم يفتح له
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم إني
دافع لوائي
غدا إلى رجل
يحبه الله
ورسوله ويحب
الله ورسوله
لا يرجع حتى
يفتح له وبتنا
طيبة أنفسنا
ان الفتح غدا
فلما أصبح
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم صلى
الغداة ثم قام
قائما ودعا
باللواء
والناس على
مصافهم فما
منا إنسان له
منزلة عند
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم إلا وهو
يرجو أن يكون
صاحب اللواء
فدعا علي بن أبي
طالب وهو أرمد
فتفل في عينيه
ومسح عنه ودفع
إليه اللواء
ففتح الله له
قال أنا فيمن
تتطاول لها
[-: 8547 :-] Bureyde anlatıyor:
Hayber'i kuşattığımızda Ebu Bekr sancağı aldı, ama Hayher'i fethedemedi. ikinci
günü sancağı Ömer aldı, ama yine fethedemeden geri döndü. O günü Müslümanlar
büyük bir açlık ve sıkıntıya maruz kaldılar. Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem): "Yarın sancağı. Allah'ı ve Resulünü seven, Allah'ın ve Resulünün
de kendisini sevdiği birine vereceğim. Bu kişi de Hayber'i fethetmeden geri
dönmeyecek!" buyurdu. ikinci gün fethin gerçekleşeceği düşüncesiyle içimiz
rahat bir şekilde geceledik. Sabah olduğunda Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem) sabah namazını kıldıktan sonra kalkıp sancağın getirilmesini emretti.
Müslümanlar saflarda duruyorlardı. Sonra gözlerinden rahatsız olan Hz. Ali'yi
çağırdı. Gözlerine tükrüğünü sürerek sancağı ona verdi. Ali'nin eliyle de fetih
gerçekleşti. Sancağın kendisine verilmesini isteyenlerin içinde ben de vardım.
Tuhfe: 1969
8346. hadiste geçti.
هز
الإمام
الراية ثلاثا
ودفعها إلى
المولى
19- Devlet Başkanının
Sancağı Üç Defa Salladıktan Sonra Velisine Vermesi
أنبأ محمد بن
المثنى قال
حدثنا يحيى بن
حماد قال
حدثنا الوضاح
وهو أبو عوان
قال حدثنا
يحيى وهو بن
أبي سليم أبو
بلج قال حدثنا
عمرو بن ميمون
أن بن عباس
قال قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
لأبعثن رجلا
يحب الله
ورسوله لا
يخزيه الله
أبدا فأشرف من
استشرف قال
أين علي وهو
بن أبي طالب
وهو في الرحى
يطحن فدعاه
وهو أرمد ما
يكاد أن يبصر
فنفث في عينيه
وهز الراية
ثلاثا فدفعها
إليه فجاء
بصفية بنت حيي
[-: 8548 :-] ibn Abbas bildiriyor:
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in: "Allah ve Resulünü seven,
Allah'ın ve Resulünün de kendisini sevdiği, Allah'ın onun gayretini boşa çıkarmayacak
bir kişi seçeceğim" buyurdu. Gelecek kişiler geldikten sonra, Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem): "Ali nerede?" diye sordu. Hz. Ali
değirmende bir şeyler öğütüyordu. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Hz.
Ali'yi çağırdı. Hz. Ali gözlerinden neredeyse görmeyecek kadar rahatsızdı.
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) tükürüğünden Hz. Ali'nin gözlerine
sürdü ve sancağı üç defa sallayarak ona verdi. O da (fetih sonrası) Safiyye
binti Huyey ile geri döndü.
Tuhfe: 6316
8355. hadiste tahrici
yapıldı.
بما
يأمره الإمام
إذا دفعها
إليه
20- Devlet Başkanı
Sancağı Verdiği Kişiye Ne Emreder?
أنبأ قتيبة
بن سعيد قال
حدثنا يعقوب
بن سهيل عن
أبيه عن أبي
هريرة أن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قال
يوم خيبر
لأعطين هذه
الراية رجلا يحب
الله ورسوله
يفتح الله
عليه قال عمر
بن الخطاب ما
أحببت
الإمارة إلا
يومئذ فدعا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم علي بن
أبي طالب
فأعطاه إياه
وقال امش ولا
تلتفت حتى
يفتح الله
عليك فسار علي
شيئا ثم وقف
وذكر قتيبة
كلمة معناها
فصرخ يا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم على
ما أقاتل
الناس قال
قاتلهم حتى
يشهدوا أن لا
إله إلا الله
وأن محمد رسول
الله فإذا
فعلوا ذلك فقد
منعوا منك
دماءهم
وأموالهم إلا
بحقها
وحسابهم على
الله
[-: 8549 :-] Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Hayber gününde: "Bu
sancağı Allah'ı ve Resulünü seven birine vereceğim. Allah onun eliyle fethi
gerçekleştirecektir" buyurdu. Ömer b. el-Hattab: "Komutanlığı işte o
gün arzuladım" dedi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Ali b. Ebi
Talib'i çağırdı ve sancağı ona verip: "Allah sana fethi gerçekleştirene
kadar etrafına bakmadan git" buyurdu. Hz. Ali biraz gittikten sonra:
"Ey Allah'ın Resulü! insanlarla ne üzerine savaşacağım?" diye
sorunca, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Onlar, Allah'tan başka
ilah olmadığına ve Muhammed'in Onun elçisi olduğuna şahitlik eden e kadar
onlarla savaş. Eğer ki bunu yaparlarsa hak etmedikleri sürece senden kanlarını
ve mallarını korumuş olurlar. Kendi içlerinde tuttukları hesapları da Allah'a
kalmıştır" karşılığını verdi.
Tuhfe: 12774
8350. hadiste geçti.
إذا
قتل صاحب
الراية هل
يأخذ الراية
غيره بغير أمر
الإمام
21- Sancak Sahibi
Öldürülürse Devlet Başkanının Emri Olmadan Başkası Onu Alabilir mi?
أنبأ إسحاق
بن منصور قال
أنبأ وهب قال
حدثنا أبي قال
سمعت محمد بن
أبي يعقوب
يحدث عن الحسن
بن سعد عن عبد
الله بن جعفر
قال بعث رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
جيشا واستعمل
عليهم زيد بن
حارثة وقال إن
قتل زيد أو
استشهد فأميركم
جعفر بن أبي
طالب فإن قتل
جعفر أو
استشهد
فأميركم عبد
الله بن رواحة
فلقوا العدو
فأخذ الراية
زيد فقاتل حتى
قتل ثم أخذ
الراية جعفر
فقاتل حتى قتل
ثم أخذ الراية
عبد الله بن
رواحة فقاتل
حتى قتل ثم
أخذ الراية
خالد بن
الوليد ففتح
الله عليه
فأتى خبرهم
النبي صلى
الله عليه
وسلم فخرج إلى
الناس فحمد
الله وأثنى
عليه ثم قال
إن إخوانكم
لقوا العدو
فأخذ الراية
زيد بن حارثة
فقاتل حتى قتل
أو استشهد ثم
أخذ الراية
جعفر فقاتل
حتى قتل أو استشهد
ثم أخذ الراية
عبد الله بن
رواحة فقاتل حتى
قتل أو استشهد
ثم أخذ الراية
سيف من سيوف الله
خالد بن
الوليد ففتح
الله عليه ثم
أمهل آل جعفر
ثلاثا أن
يأتيهم ثم
أتاهم فقال لا
تبكوا على أخي
بعد اليوم ثم
قال ادعوا لي
بني أخي فجيء
بنا كأننا
أفرخ فقال
ادعوا لي الحلاق
فأمره فحلق
رؤوسنا ثم قال
أما محمد
فشبيه عمنا
أبي طالب وأما
عبد الله
فشبيه خلقي
وخلقي ثم أخذ
بيدي فأسالها
فقال اللهم
اخلف جعفرا في
أهله وبارك
لعبد الله في
صفقة يمينه
ثلاثا
[-: 8550 :-] Abdullah b. Ca'fer
anlatıyor: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir ordu çıkardı ve Zeyd b.
Harise'yi komutan seçip: "Eğer Zeyd ölür veya şehid olursa, komutanınız
Ca'fer b. Ebi Talib'tir. Cafer ölür veya şehid olursa da komutanınız Abdullah
b. Revaha'dır" buyurdu. Düşmanla karşılaştıklarında Zeyd sancağı aldı ve
öldürülene kadar savaştı. Sonra sancağı Ca'fer aldı. O da öldürülene kadar
savaştl. Sonra da sancağı Abdullah b. Revaha aldı. O da öldürülene kadar
savaştı. Sonra sancağı Halid b. el-Velid aldı. Allah onun eliyle fethi
gerçekleştirdi. Bu durum Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e haber
verilince müslümanların yarıına çıktı, Allah'a hamdü senada bulunup:
"Kardeşleriniz düşmanla buluştu ve sancağı Zeyd b. Harise aldı. Ölene
(veya şehid olana) kadar savaştı. Sonra sancağı Ca'fer aldı ve o da ölene (veya
şehid olana) kadar savaştı. Sonra sancağı Abdullah b. Revaha aldı. O da ölene
(veya şehid olana) kadar savaştı. Sonra sancağı Allah'ın kılıçlarından bir
kılıç olan Halid b. Velid aldı. Onun eliyle de fetih gerçekleşti" dedi.
Sonra Ca'fer'in ailesine
üç gün Ca'fer'e yas tutmaları için izin verdi. Üç gün sonra da yanlarına gidip:
"Bu günden sonra kardeşim için ağlamayın" buyurdu. Ardından:
"Bana kardeşimin çocuklarını çağırın" dedi. Bu sözü üzerine bizler
yavrular gibi yanına getirildik. Geldiğimizde: "Berberi çağırın"
buyurdu. Gelen berber başlarımızı tıraş ettirdikten sonra: "Muhammed,
amcamız Ebu Talib'e benzer. Abdullah ise hem ahlak, hem de şekil bakımından
bana benzer" buyurdu. Sonra elimi tutarak kaldırdı ve üç defa:
"Allah'ım Ca'fer'in ailesinin kefili sen ol. Abdullah 'ın da hayatını
bereketli kıl" diye dua etti.
Tuhfe: 5216
8104. hadiste tahrici
yapıldı.